Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
- Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
We're friends from way back.
- Biz uzun süredir arkadaşız.
He never turns his back on a friend in need.
- Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.
Company policy precludes fraternization between co-workers.
- Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
The hijackers moved to the rear of the plane.
- Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
The garden is behind the house.
- Bahçe evin arkasında.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Applaud, friends, the comedy has ended.
- Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
Who needs friends! They'll just betray you in the end.
- Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece.
Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch.
- Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.
I've been to Osaka to ask after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim.
Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws.
- Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
His girlfriend was not supportive.
- Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.
There is a small pond in back of my house.
- Evimin arkasında küçük bir gölet var.
Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.
- Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.