Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.
Bu soru sık sık ortaya çıktı.
- This question has often arisen.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
- Trade friction might arise between the two nations at any moment.
... have all arisen. ...
... Mountain ranges like the Himalayas have arisen. ...