aralıklarla

listen to the pronunciation of aralıklarla
Türkçe - İngilizce
at intervals

I visit my friend's house at intervals. - Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.

The meetings were held at intervals. - Toplantılar belli aralıklarla gerçekleştirildi.

interruptedly
intermittently
aralık
space
aralık
gap

The gap between them has narrowed. - Onlar arasındaki aralık daraldı.

Aralık
{i} December

Christmas Day is December 25th. - Noel, 25 Aralık'tadır.

He will be back a week from today, that is, on December 10. - O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.

aralık
interval

Buses are running at 20 minute intervals. - Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.

The volcano erupts at regular intervals. - Volkan düzenli aralıklarla püskürür.

aralık
ajar

Leave the door ajar when you go. - Gittiğiniz zaman kapıyı aralık bırakın.

The door to the house was ajar. - Evin kapısı aralıktı.

aralık
{i} separation
aralık
(Bilgisayar) range from
aralık
parenthesis
aralık
{i} aperture
aralık
{i} time
aralık
{i} hiatus
aralık
hall
aralık
clearance
aralık
gauge
aralık
(Bilgisayar) kern at
aralık
(Mekanik) gate
aralık
backlash
aralık
differential
aralık
interregnum
aralık
(Denizbilim) slit
aralık
between

The gap between them has narrowed. - Onlar arasındaki aralık daraldı.

I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941. - Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.

düzenli aralıklarla
periodically
düzenli aralıklarla
at regular intervals
aralık
crack

Tom left the door open a crack. - Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.

aralık
separation; hiatus
aralık
remove
aralık
half-open
aralık
{i} rift
aralık
discontinuation
aralık
{i} break
aralık
intermission
aralık
spacing
aralık
interim
aralık
corridor
aralık
half open
Aralık
twelfth and final month of the Gregorian calendar
aralık
range

Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range. - Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır.

The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range. - İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,

aralık
discontinuanceation
aralık
band
aralık
Dec

In December 1941, the United States was at war. - Aralık 1941 yılında, Amerika Birleşik Devletleri savaştaydı.

I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941. - Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.

aralık
space, opening, interval, gap
aralık
lacuna
aralık
toilet, Brit. water closet
aralık
interstice
aralık
corridor; passageway
aralık
time, interval, moment
aralık
ajar, half open
aralık
gap , interval
aralık
space, opening, interval, gap, aperture; interval, moment; corridor, passageway; (ay) December; ajar, half-open
aralık
aperture; time; daylight; gangway; rift
aralık
interspace
aralık
mus. interval
aralık
span
aralık
juncture
aralık
{i} gangway
aralık
tone
aralık
(Nükleer Bilimler) clearence
aralık
{i} daylight
belli aralıklarla
at regular intervals
belli aralıklarla gerçekleşen
periodical
belli aralıklarla gerçekleşme
periodicity
düzensiz aralıklarla
in snatches
düzensiz aralıklarla
by snatches
üç aylık aralıklarla çalışan ceza mahkemesi
quarter sessions
aralıklarla