Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.
- Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar.
Fire engines have priority over other vehicles.
- İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.
All possible means have been tried.
- Mümkün olan tüm araçlar denendi.
All of them have independent means.
- Onların hepsinin bağımsız araçları vardır.
I tried all possible means.
- Olası tüm araçları denedim.
All possible means have been tried.
- Mümkün olan tüm araçlar denendi.
The instrumental case is one of the most graceful aspects of the Russian language.
- Araç durumu Rus dilinin en zarif yönlerinden biridir.
Prosperity is only an instrument to be used, not a deity to be worshipped.
- Refah, tapılacak bir tanrı değil, sadece kullanılacak bir araçtır.
These implements are in common use.
- Bu araçlar ortak kullanımdadır.
Welcome to the world of motor vehicles.
- Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.
Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
- Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
- Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
This place isn't convenient for public transportation.
- Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
Man learned early to use tools.
- İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.
A wrench is a commonly used tool.
- Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.
Television is a very important medium through which to provide information.
- Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.
Television is an audiovisual medium.
- Televizyon bir görsel-işitsel araçtır.