İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
- I'll come over after I finish the work.
Bitiş çizgisini en son geçen oydu.
- She was the last to cross the finishing line.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
- I'm adding the finishing touches now.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.