zur folge habend

listen to the pronunciation of zur folge habend
الإنجليزية - التركية

تعريف zur folge habend في الإنجليزية التركية القاموس.

carrying
{i} taşıma

Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var. - I need help carrying her.

Hükümet, ruhsatsız silah taşımaktan bizi men ediyor. - The government prohibits us from carrying guns without a license.

carrying
taşımacılık
carrying
taşıyarak

Tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi. - Tom entered the office carrying an armload of mail.

Tom bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi. - Tom came in carrying a stack of books.

carrying
(Ticaret) nakletme
carrying
(Ticaret) nakliyat
involving
(Kanun) müteallik
carrying
{f} taşı

Bebeği sırtında taşıyordu. - She was carrying the baby on her back.

O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu. - He was carrying an umbrella under his arm.

carrying
{i} taşıyan

Alev makinesi taşıyan bir asker gördüm. - I saw a soldier carrying a flamethrower.

Askerler posta taşıyan trenleri korurdu. - The troops would protect trains carrying mail.

carrying
nakliye
involving
{f} kapsa
involving
{i} kapsama
involving
İlgili
involving
kapsayarak
ألمانية - الإنجليزية
begetting
entailing
involving
carrying
implicating