Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
- The audience was mostly businessmen.
Onlar çoğunlukla kadındı.
- They were mostly women.
Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.
- Success depends mostly on effort.
Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
- I mostly have fruit for breakfast.
Onlar çok tartışır ama genelde birlikte oldukça iyi geçinirler.
- They argue a lot, but for the most part they get along quite well together.
Japonya genelde yaşamak için güzel bir yerdir.
- Japan, for the most part, is a lovely place to live.
Dükkanlar genellikle saat onda kapalıdır.
- The shops are for the most part closed at ten o'clock.