Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
- Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
- Tom and Mary were finally alone.
Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
- Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm.
- I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
Fadıl en sonunda İslam'a geçti.
- Fadil eventually converted to Islam.
Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
- The police eventually arrested Tom.
Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı.
- Tom and Mary were finally completely alone.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı.
- Tom finally got a text from Mary.
Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
Nihayet evlendi onunla.
- He eventually married her.
Tom nihayet istifa etti.
- Tom eventually resigned.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- Finally we have learned the truth.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
Sonuçta işler değişti.
- Things eventually changed.
Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı.
- Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.
When did you see her last?
- Wann hast du sie zuletzt gesehen?
Charlie was a mere child when I saw him last.
- Charlie war noch ein Kind, als ich ihn zuletzt gesehen habe.