The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
He sometimes visits me.
- Beni bazen ziyaret eder.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.