He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
Do you want to come over and watch a movie or something?
- Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin?
Is that why you want to come over?
- O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun?
I'll give you a call before I visit you.
- Ziyaret etmeden önce sizi ararım.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
- Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
I must pay a visit to the doctor tomorrow.
- Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.
I must pay a visit to the doctor.
- Ben doktoru ziyaret etmeliyim.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.