Visitors may not feed the animals.
- Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
I had no visitors today.
- Bugün hiç ziyaretçim yoktu.
Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
He sometimes visits me.
- Beni bazen ziyaret eder.
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.