تعريف zinciri في التركية الإنجليزية القاموس.
- chain of
The chain of crimes are thought to have been committed by the same man.
- Cinayetler zincirinin aynı adam tarafından işlendiği sanılmaktadır.
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
- Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- zincir
- chain
George put a chain on the dog.
- George köpeğine bir zincir taktı.
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
- Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
- zinciri kırmak
- break the chain
- zincir
- chain; fetters, irons; series, succession
- gem zinciri
- curb
- perakende zinciri
- (Ticaret) retail chain
- tespit zinciri
- anchor chain
- zincir
- fetters
Let's shackle your feet with silver fetters.
- Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- zincir
- (Dilbilim) string
- zincir
- irons
- zincir
- (Bilgisayar) threaded
- zincir
- thread
- zincir
- series
- zincir
- train
I seem to have lost my train of thought.
- Düşünce zincirimi kaybetmiş gibi görünüyorum.
- zincir
- linkage
- zincir
- succession
- zincir
- {i} Bond
- zincir
- gyve
- zincir
- fetter
Let's shackle your feet with silver fetters.
- Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- zincir
- sequence
- zincir
- catena
- besin zinciri
- Food chain
Algae and plankton are at the bottom of the food chain.
- Yosunlar ve planktonlar besin zincirinin altındadır.
Humans are not at the top of the food chain. After all, lions eat people, but people don't eat lions.
- İnsanlar besin zincirinin üstünde değiller. Sonuçta, aslanlar insanları yiyor, ama insanlar aslanları yemiyor.
- el ve ayak zinciri
- hand and foot chain
- emir komuta zinciri
- Chain of command
- emniyet zinciri
- safety chain
- saadet zinciri
- chain of happiness
- tedarik zinciri
- Supply chain
- tedarik zinciri yönetimi
- Supply chain management, (SCM) is the process of planning, implementing, and controlling the operations of the supply chain as efficiently as possible
- ateşleme zinciri
- explosive train
- bağlama zinciri
- drag chain
- bisiklet zinciri
- bicycle chain
- bitim zinciri
- (Dilbilim) terminal string
- boyna takılan makam zinciri
- chain of office
- bozunum zinciri
- (Çevre) decay chain
- dağıtım zinciri
- timing chain
- dümen zinciri
- wheel chain
- emir ve komuta zinciri
- (Askeri) order and command chain
- emir ve komuta zinciri
- (Askeri) chain of command and order
- emir ve komuta zinciri P
- (Askeri) orderwire
- emir-komuta zinciri
- (Askeri) command chain
- emir-komuta zinciri
- (Ticaret) scalar relationships
- fikir zinciri
- line of reasoning
- fisyon zinciri
- fission chain
- güvenlik zinciri
- door chain
- güvenlik zinciri
- safety chain
- güvenlik zinciri
- safety link
- hayvan zinciri
- tether
- izlenebilirlik zinciri
- (Ticaret) traceability chain
- kalite zinciri
- (Ticaret) quality chain
- kapı zinciri
- door chain
- kar zinciri
- safety chain
- kar zinciri
- skid chain
- kavrama zinciri
- coupling chain
- komut zinciri
- command chain
- komuta zinciri
- chain of command
- korkuluk zinciri
- safety chain
- koşum zinciri
- drag chain
- kuyruk zinciri
- tail chain
- lastik zinciri
- tyre chain
- mağazalar zinciri
- chain store
- palet zinciri
- (Otomotiv,Teknik) caterpillar track
- papatya zinciri
- daisy chain
- patinaj zinciri
- tire chain
- patinaj zinciri
- safety chain
- perakende mağaza zinciri
- (Ticaret) retail store chain
- polimer zinciri
- (Kimya) polymer chain
- saat zinciri
- Albert
- saat zinciri
- guard chain
- saat zinciri
- albert chain
- sevk zinciri
- conveyor chain
- suluk zinciri curb
- (of a horse's bit)
- tahliye zinciri
- (Askeri) chain of evacuation
- tahrik zinciri
- driving chain
- tahrik zinciri
- (Otomotiv) drive chain
- tedarik zinciri
- value chain
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) supply chain management
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) value chain management
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) supply chain managment
- tekerlek zinciri
- skid chain
- tekerlek zinciri
- tire chains
- tepke zinciri
- chain reflex
- tevzi zinciri
- timing chain
- tomruk zinciri
- logging chain
- transmisyon zinciri
- driving chain
- tırtık zinciri
- (Denizbilim) tickler chain
- veri zinciri
- data chain
- zincir
- chain, series, succession: dağlar zinciri chain of mountains
- zincir
- iron
- zincir
- guard chain
- zincir
- shackles
- zincir
- shackle
Sami shackled Layla with a chain.
- Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
Let's shackle your feet with silver fetters.
- Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- zincir
- necklace (in the form of a chain); gold necklace
- zincir
- tether
- zincir
- chain: saat zinciri watch chain. kapı zinciri door chain. tekerlek zinciri tire chain
- zincir
- formerly a heavy iron chain shackled to a prisoner's ankle with a ring and tied to his back with a rope
- çarık zinciri
- (araba) drag chain
- çekme zinciri
- tow
- çiçek zinciri
- flower chain
- çiçek zinciri
- festoon
- ölçme zinciri
- chain
- ölçme zinciri
- gunter's chain
- ölçme zinciri ile ölçmek
- chain
- ölçü zinciri
- chain tape