Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
I want to visit the ruins of Machu Picchu.
- Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.
I want to visit Korea.
- Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
I remember Fred visiting Kyoto with his mother.
- Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
He sometimes visits me.
- Beni bazen ziyaret eder.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
A party was held in honor of the visiting writer.
- Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
Do you want to come over and watch a movie or something?
- Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin?
Is that why you want to come over?
- O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun?
Layla arrived at Sami's house for one of her regular visits.
- Leyla düzenli ziyaretlerinden biri için Sami'nin evine geldi.
Visits by appointment only.
- Ziyaretler sadece randevuyladır.