zehir

listen to the pronunciation of zehir
التركية - الإنجليزية
venom

This snake is not venomous. - Bu yılan zehirli değil.

Tom was bitten by a venomous snake. - Tom zehirli bir yılan tarafından ısırıldı.

poison

Some snakes are poisonous. - Bazı yılanlar zehirlidir.

We should keep away from the poisonous plants. - Zehirli bitkilerden uzak durmalıyız.

toxic

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

Of course chlorine can be very toxic. - Tabii klorin çok zehirli olabilir.

(Kimya) toxin
poisson
very clever, crack, crackerjack
poison, toxic substance, toxic; venom
hemlock
poison ağı
potion

The words poison and potion are cognates. - Zehir ve iksir kelimeleri kökteştir.

zehir (yılan/akrep)
venom
zehir (yılan/akrep/arı vb)
venom
zehir dişi
poison-fang
zehir gibi
very bitter
zehir gibi
very clever
zehir saçan
venomous
zehir zıkkım
very hurtful
zehir zemberek
poison spring
zehir balıkçılığı
(Denizbilim) poison fishing
zehir bezi
(Arılık) poison gland
zehir bezi
(Arılık) acid gland
zehir dişi
sting
zehir dişi
poison fang
zehir etmek
put a damper on something
zehir etmek
to put a damper on sth
zehir etmek
empoison
zehir etmek
sour
zehir gibi
1. very hot, pungent, peppery, or biting (to the taste): zehir gibi bir biber a very hot pepper. 2. very bitter (in taste). 3. sharp, biting (cold). 4. very clever, crack, crackerjack. 5. extremely, very, to the nth degree
zehir gibi bilmek
(deyim) know something off pat
zehir gibi yapmak
empoison
zehir hapı
poison pill
zehir hapı
(Ticaret) poison pills
zehir içirilmiş
empoisoned
zehir katma
envenomisation
zehir katma
envenoming
zehir katmak
poison
zehir katılmış
envenomed
zehir kesesi
(Arılık) poison sac
zehir kontrol merkezleri
(Çevre,Tıp) poison control centers
zehir korkusu
(Tıp) toxicophobia
zehir olmak
sour
zehir taciri
drug dealer
zehir tacirliği
drug dealing
zehir taşıyan
(Tıp) toxophoric
zehir taşıyan
(Tıp) toxophorous
zehir toksini
(Biyoloji) venom toxin
zehir vermek
poison
zehir zemberek
very hurtful (words)
zehir zemberek
deep and rueful (sigh)
zehir zemberek
(deyim) as sharp as a needle
zehir zıkkım olsun!
(Konuşma Dili) May he/she/you choke (to death) on it!
zehir zıkkım/zakkum/zemberek
1. very hurtful (words). 2. deep and rueful (sigh). 3. very bitter (tears)
zehir şeklinde
(Tıp) toxicoid
(yılan/akrep) zehir
venom
beyaz zehir
(Konuşma Dili) heroin
öldürücü (mikrop/zehir vb)
virulent
öldürücü zehir
deadly poison
beyaz zehir
hard drug
bozulan yiyecekte bulunan zehir
ptomaine
dünyayı zindan/zehir etmek
to make life unbearable for
hayatı zehir etmek
lead smb. a dance
hayatı zehir olmak
sour
yaprakları döken zehir
defoliant
التركية - التركية
Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı: "Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini."- N. Cumalı
Organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı
Organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem: "Evvela bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım."- F. R. Atay
sem
ağı
avu
kibrit suyu
(Osmanlı Dönemi) CÜHAL
zehir hafiye
Göz açtırmaz, sert kimse
zehir hafiye
Olayları en ince veya gizli noktalarına kadar bilen veya araştıran kimse
zehir olmak
Üzülmek, bunalmak, acı çekmek
zehir zemberek
Son derece acı
zehir zıkkım
Son derece ağır, acı
BEYAZ ZEHİR
(Hukuk) Eroin, kokain vb. gibi akıcı olmayan uyuşturucu madde
beyaz zehir
Eroin, kokain gibi sıvı olmayan uyuşturucu madde
zehir
المفضلات