zarar verilmiş

listen to the pronunciation of zarar verilmiş
التركية - الإنجليزية
damaged
{a} injured, hurt, impaired, spoiled
harmed or injured or spoiled; "I wont't buy damaged goods"; "the storm left a wake of badly damaged buildings
{s} harmed; spoilt; injured; discredited; (of reputation) besmirched
past of damage
zarar ver
{f} harm

She can't even harm a fly. - O bir sineğe bile zarar veremez.

Smoking does much harm but no good. - Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.

zarar ver
{f} wrecked
zarar ver
{f} wrecking
zarar ver
{f} damage

The flood did great damage to the crops. - Sel, ekinlere büyük zarar verdi.

We got our roof damaged by the typhoon. - Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.

zarar ver
{f} damaging

Environmentally damaging projects should be abandoned systematically. - Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.

Pollution is damaging our earth. - Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.

zarar ver
{f} wreck

You're going to wreck your eyesight if you play games all the time. - Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.

zarar ver
damaged

We got our roof damaged by the typhoon. - Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.

This scandal has severely damaged the public image of our company. - Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.

zarar ver
damages

Alcohol damages the liver. - Alkol karaciğere zarar verir.

zarar ver
disadvantaged
zarar ver
parasitize
zarar verilmiş
المفضلات