Beauty without grace is like a rose without a scent.
- Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.
Everybody at the party was charmed by her grace.
- Partideki herkes onun zarafetiyle büyülendi.
Everybody at the party was charmed by her elegance.
- Partide herkes onu zerafeti tarafından cezbedildi.
Lola danced with grace.
- Lola zerafetle dans etti.
She danced with a grace that surprised us all.
- O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.