The czar was the ruler of Russia.
- Der Zar war der Herrscher Russlands.
The Tsar, the guests, the servants, even the gray cat sitting in the corner, all were amazed and wondered at the beautiful Vasilissa.
- Der Zar, die Gäste, die Diener, sogar die graue Katze, die in der Ecke saß: alle waren entzückt und verwundert über die schöne Wassilissa.
The tsar was the ruler of Russia.
- Der Zar war der Herrscher Russlands.
Tom picked up the dice and threw them.
- Tom zarları aldı ve onları attı.
The gambler used loaded dice to cheat.
- Kumarbaz aldatmak için hileli zar kullandı.
Animals were harmed in the making of this film.
- Bu filmin yapımında hayvanlar zarar görmüştür.
No animals were harmed in the making of this film.
- Bu filmin yapımında hiçbir hayvan zarar görmemiştir.
The mucous membrane is very sensitive.
- Mukoza zarı çok hassastır.
I barely missed being struck.
- Çarpılmaktan zar zor kurtuldum.
Tom always speaks in such a low voice that I can barely understand what he says.
- Tom her zaman öyle kısık sesle konuşur ki ne söylediğini ben zar zor anlayabiliyorum.
The gambler used loaded dice to cheat.
- Kumarbaz aldatmak için hileli zar kullandı.