The sun always rises in the east.
- Güneş her zaman doğudan doğar.
Rise and shine, Johnny.
- Kalkma zamanı, Johnny.
My boss refused my request for a raise.
- Patronum zam isteğimi reddetti.
Tom and Mary are always arguing about how to raise their children.
- Tom ve Mary çocuklarını nasıl yetiştirecekleri konusunda her zaman tartışıyorlar.
Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
- Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
You can always use some extra cash.
- Her zaman biraz fazla nakit kullanabilirsin.
In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
- Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
As time passes, wisdom increases.
- Zaman geçerken bilgelik artar.
Recently, the number of foreigners working or studying in Japan has increased.
- Son zamanlarda, Japonya'da çalışan ya da okuyan yabancıların sayısı arttı.
Tom asked for a pay raise.
- Tom bir maaş zammı istedi.
Our request for a pay raise was turned down.
- Maaş zammı isteğimiz reddedildi.