zahiri

listen to the pronunciation of zahiri
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) görünüşte, görünüş îtibâriyle, dıştan, maddi yüze ait
Görünen, görünürdeki
İçten olmayan yapmacık
Görünen, görünürdeki. İçten olmayan yapmacık
ZAHİRİ
(Hukuk) Görünen, görünüşte
ZÂHİRÎ
(Osmanlı Dönemi) Zâhiriyyun mezhebine âit olan. Bak: Zâhir
ZÂHİRÎ
(Osmanlı Dönemi) (Zâhiriyye) Görünüşte olduğu gibi. Zâhire âit ve müteallik. Asıl ve hakiki olmayan
ZÂHİRÎ MEZHEB
(Osmanlı Dönemi) Huk: Hanefî imamlarından İmam-ı Muhammed'in (El-Mebsut, El-Câmi-üs Sagir, El-Câmi-ül Kebir, Ez-Ziyâdât, Es-Siyer-üs Sagir, Es-Siyer-ül Kebir) nâmları ile mâruf olan altı kitabında münderiç bulunan mes'elelere denir. Buna "Zâhir-ür rivâyât mesâili" denir. İmam bu eserlerde kendi fıkhî görüşlerini değil, üstadları İmam-ı A'zam ve Ebu Yusuf'un akvâl-i fıkhiyesini zikretmiştir
zahiri
المفضلات