zümrüt

listen to the pronunciation of zümrüt
التركية - الإنجليزية
(isim) Emerald

He has eyes like emeralds. - Zümrüt gibi gözleri var.

Tom does not know the difference between a diamond and an emerald. - Tom bir elmas ve bir zümrüt arasındaki farkı bilmiyor.

(Tabiat Doğa) (mineral, maden) emerald
emerald-green, emerald
emerald, emerald green (a color)
emerald (a gemstone)
emerald; made of emerald; set with emeralds: zümrüt kolye an emerald necklace
smaragd
zümrüt gibi
emerald

He has eyes like emeralds. - Zümrüt gibi gözleri var.

zümrüt ile ilgili
emerald
zümrüt yeşili
1. emerald, emerald green (a color). 2. emerald-green, emerald
zümrüt yeşili
emerald, emerald green
zümrüt yeşili
emerald
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Cam parlaklığında, güzel, yeşil renkte şeffaf bir süs taşı
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
(Osmanlı Dönemi) cam parlaklığında, güzel, yeşil renkli süs taşı
Bu taştan yapılmış olan
Doğal alüminyum ve berilyum silikatı; cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı
Zümrüt renginde, yeşil
Bu taştan yapılmış olan: "Parmağındaki zümrüt yüzüğü ile bu salonda herkesin saygı gösterdiği bir varlıktı."- M. Ş. Esendal
(Osmanlı Dönemi) MİNU
(Osmanlı Dönemi) ZÜMÜRRÜD
minu
zümrüt yeşili
Koyu yeşil
zümrüt
المفضلات