yuvarlama

listen to the pronunciation of yuvarlama
التركية - الإنجليزية
trundle
rolling, trundling; rounding up
round off
roll

The Easter Egg Roll is an annual event that is held on the lawn of the White House each Easter Monday. - Paskalya Yumurtası Yuvarlama Beyaz Saray'ın her Paskalya pazartesi günü çimde düzenlediği yıllık bir olaydır.

rolling
bowl
(Nükleer Bilimler) rounding
yuvarlamak
roll
yuvarlama hatası
rounding error
yuvarla
cupping
yuvarlamak
down
yuvarlamak
round off
yuvarlamak
rotate
yuvarlamak
toss
yuvarla
{f} round

The bowl was perfectly round. - Kase mükemmel bir şekilde yuvarlaktı.

The earth is round, not flat. - Dünya yuvarlaktır, düz değil.

yuvarla
toss off
yuvarla
{f} trundle
yuvarla
roll

The children rolled down the hill. - Çocuklar tepeden aşağıya yuvarlandılar.

Tom rolled over in bed. - Tom yatakta yuvarlandı.

yuvarla
{f} rounded

What's 5,814 rounded to the nearest thousand? - 5.814'ün en yakın bine yuvarlaması nedir?

yuvarla
round off
ağzında yuvarlama
slur
dışarıya yuvarlama
roll-out
yuvarla
toss#off
yuvarla
round#off
yuvarla
tossoff
yuvarla
cup
yuvarlamak
to tell whopping big lies, tell whoppers
yuvarlamak
belt down
yuvarlamak
to send (someone) sprawling (to the ground)
yuvarlamak
to down (food, drink) quickly; to put away, pack away, or polish off (food) quickly
yuvarlamak
to roll (something) (along a surface)
yuvarlamak
slosh down
yuvarlamak
toss off
yuvarlamak
to rotate, to roll; to roll up; (hesap, sayı) to round sth up; (içecek) to toss off, to down
yuvarlamak
elide
yuvarlamak
to roll (something) up
yuvarlamak
to round, give (something) a circular or spherical shape
yuvarlamak
bowl
yuvarlamak
trundle
yuvarlamak
round
yuvarlamak
tumble
yuvarlamak
half adjust
التركية - التركية
Yuvalama
Gaziantep yöresine özgü küçük köftelerle yapılan bir yemek
Bulgur ya da pirinç ve kıymayla yoğrulduktan sonra küçük küçük yuvarlanıp haşlanarak yapılan bir yemek
Yuvarlamak işi
Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) HEZK
Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) TEMRİG
Yuvarlamak
(Osmanlı Dönemi) TEM'İK
yuvarlamak
Hızla düşürmek, devirmek
yuvarlamak
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek
yuvarlamak
İnanılmayacak yalanlar söylemek
yuvarlamak
Belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek
yuvarlamak
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek: "Gel zaman git zaman, sanat tasaları futbol yuvarlağını öyle uzaklarda fırlatıp attı ki..."- B. R. Eyuboğlu
yuvarlamak
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek
yuvarlamak
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek: "... balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız."- R. H. Karay
yuvarlamak
İstekle ve çabucak yemek veya içmek
yuvarlamak
Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek. İnanılmayacak yalanlar söylemek
yuvarlamak
Hızla düşürmek, devirmek. İstekle ve çabucak yemek veya içmek: "Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış."- A. İlhan
yuvarlama
المفضلات