التركية - الإنجليزية
تعريف yumuşatma في التركية الإنجليزية القاموس.
- relaxation
- emasculation
- softening
- moderation
- damping
- mollification
- mitigation
- {i} smoothing
- yumuşatmak
- soften
- yumuşatma maddesi
- softening agent
- yumuşatma teknesi
- steeping bowl
- yumuşatma çekmesi
- temper rolling
- yumuşatmak
- melt
- yumuşatmak
- {f} tame
- yumuşatmak
- relent
- yumuşatmak
- softening
- yumuşatmak
- digest
- yumuşatmak
- modulate
- yumuşatmak
- subdue
- yumuşatmak
- smooth over
- yumuşatmak
- smoothing
- yumuşatmak
- water down
- yumuşatmak
- tone down
- yumuşatmak
- tone
- yumuşatmak
- tenderize
- yumuşa
- relent
- yumuşa
- let up
- yumuşa
- get soft
- yumuşatmak
- soothe
- yumuşatmak
- season
- yumuşatmak
- anneal
- yumuşatmak
- disarm
- yumuşatmak
- sweeten
- yumuşatmak
- temper
- yumuşatmak
- {f} chasten
- ses yumuşatma pedalı
- soft pedal
- son yumuşatma
- after-scrooping
- su yumuşatma
- water softening
- yumuşatmak
- moderate
- yumuşatmak
- soft pedal
- yumuşatmak
- mellow
- yumuşatmak
- supple
- yumuşatmak
- mute
- yumuşatmak
- shake up
- yumuşatmak
- attemper
- yumuşatmak
- to soften; to tenderize
- yumuşatmak
- dulcify
- yumuşatmak
- unbend
- yumuşatmak
- mollify
- yumuşatmak
- smooth
I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
-Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
- yumuşatmak
- relax
- yumuşatmak
- loosen
- yumuşatmak
- limber up
- yumuşatmak
- unman
- yumuşatmak
- to cause (someone) to relent, soften, mellow, thaw, or unbend
- yumuşatmak
- to soften; to mollify, to disarm
- yumuşatmak
- quell
- yumuşatmak
- unsteel
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف yumuşatma في التركية التركية القاموس.
- Etkin alıştırmalarda, bir kası hiçbir gerginlik veya kasılma bırakmadan dinlendirme
- Yumuşatmak işi
- (Osmanlı Dönemi) TERKİK
- Yumuşatmak
- (Osmanlı Dönemi) TERHİM
- Yumuşatmak
- (Osmanlı Dönemi) TEZLİM
- Yumuşatmak
- (Osmanlı Dönemi) İLANE
- yumuşatmak
- Sertliğini gidermek, yumuşak duruma getirmek
- yumuşatmak
- Kabalığını, katılığını, sertliğini veya acımasızlığını ortadan kaldıracak durumda olmak: "Karşıma geçip beni yumuşatınca razı olup susuyordum."- S. M. Alus
- yumuşatmak
- Kabalığını, katılığını, sertliğini veya acımasızlığını ortadan kaldıracak durumda olmak