yumruklar

listen to the pronunciation of yumruklar
التركية - الإنجليزية
dukes
plural of duke
{i} fists (Slang)
yumruk
fist

She attacked him with her fists. - O, yumruklarıyla ona saldırdı.

A closed fist can indicate stress. - Kapalı bir yumruk stres gösterebilir.

yumruk
punch

I wish I hadn't punched Tom in the nose. - Keşke Tom'un burnuna yumruk atmasaydım.

I punched him in the chin. - Onun çenesine yumruk attım.

yumruk
{i} thump
yumruk
duke
yumruk
clout
yumruk
dunt
yumruk
slug
yumruk
{i} buffet
yumruk
fists

Tom pounded his fists on the desk. - Tom masasını yumrukladı.

She attacked him with her fists. - O, yumruklarıyla ona saldırdı.

yumruk
hit

Sami hit Layla with both fists. - Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü.

Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists! - Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!

yumruk
blooper
yumruk
sock
yumruk
tit
yumruk
fist-
yumruk
iron hand, fist, harsh and rigorous control
yumruk
fist, buffet, punch, sock
yumruk
blow

He dealt me a blow in the face. - O yüzüme bir yumruk attı.

What made us come to blows? - Bizi yumruk yumruğa getiren neydi?

yumruk
box

Dan punched Matt with a boxing glove. - Dan boks eldiveni ile Matt'e yumruk attı.

yumruk
jab

Tyson followed up the jab with a left hook. - Tyson bir sol kroşe ile yumruk izledi.

yumruk
biff
yumruk
plug
yumruk
blow, sock, or punch delivered with the fist
yumruk
bash
التركية - التركية

تعريف yumruklar في التركية التركية القاموس.

Yumruk
tuşma
Yumruk
sumsuk
Yumruk
zımzık
yumruk
Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim
yumruk
Elin bu biçimiyle yapılan vuruş, yumrukla vuruş, yumruk darbesi: "Bir karış mesafeden inecek yumrukla, bir metre mesafeden çakılacak yumruğun tesirleri arasında büyük fark vardır."- A.Gündüz
yumruk
Baskı
yumruk
Elin bu biçimiyle yapılan vuruş, yumrukla vuruş, yumruk darbesi
yumruk
Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim: "Dişlerini kilitleyerek iki yumruğunu havada salladı."- P. Safa
yumruklar
المفضلات