Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
- The hyena's bark sounds like laughter.
Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Laughter is the best medicine.
Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.
- On the speaker's saying so, the audience burst out into laughter.
Genç adam kahkahalara boğuldu.
- The young man burst into laughter.
Kahkaha ile gülmekten kendini alamadı.
- She couldn't help bursting into laughter.
O, gülmekten kırıldı.
- He burst into laughter.
DOCTOR: Oh! Yes, of course – it’s just for yuks, see!.