See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
Can I talk to you upstairs?
- Seninle yukarıda konuşabilir miyim?
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Exports in January were up 20% over the same period of last year.
- Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
The book is up there.
- Kitap orada, yukarıda.
Can you see anything up there?
- Yukarıda bir şey görebiliyor musun?
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.