My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.