yukarısında

listen to the pronunciation of yukarısında
التركية - الإنجليزية

تعريف yukarısında في التركية الإنجليزية القاموس.

yukarı
up
yukarı
upstairs

My study is upstairs. - Benim çalışma odam yukarıda.

She shut the door and went upstairs. - Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.

yukarı
(Bilgisayar) top
yukarı
upper part
yukarı
(Bilgisayar) move up
yukarı
upper
yukarı
hyper-
yukarı
above

She is certainly above forty. - O kesinlikle kırkın yukarısındadır.

The clouds above moved fast. - Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.

yukarı
aloft
Yukarı
to the top
yukarı
upper; upstairs: yukarı daire the upstairs flat. Yukarı Mısır Upper Egypt
yukarı
upper part; upstairs
yukarı
upper, superior in social position: yukarı sınıf upper class
yukarı
upwards
yukarı
(moving) up; (going) upstairs: Yukarı çıktı. He went upstairs
yukarı
up, upwards, above; upstairs; high, upper, top; upper part, top; upstairs
yukarı
high

The higher we go up, the cooler the air becomes. - Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.

As we go up higher, the air becomes cooler. - Biz yukarı çıkarken hava soğur.

yukarı
upward
yukarı
hyper
التركية - التركية

تعريف yukarısında في التركية التركية القاموس.

yukarı
Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya
yukarı
Aşama, sınıf, makam bakımından ilerde olan
yukarı
Bir şeyin üst bölümü, aşağı karşıtı, fevk
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan. Üst tarafa, üstteki kata, üste, yükseğe, yukarıya: "Yukarı, kocasının odasına çıktı."- M. Ş. Esendal
yukarı
Yetkili kimse
yukarı
Benzerleri arasında üstte bulunan
yukarısında
المفضلات