Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.