Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.