Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.