Seninki de fena değil.
- Yours is not bad, either.
Seninki gibi aynı gömleği aldım.
- I bought the same shirt as yours.
Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
- My dog is almost half the size of yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
- Our children are at school; where are yours?
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
- All my efforts are nothing in comparison with yours.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
... pension. It's not as big as yours so it doesn't take as long. ...
... YouTube video that isn't yours? ...