your ass

listen to the pronunciation of your ass
الإنجليزية - التركية

تعريف your ass في الإنجليزية التركية القاموس.

you
siz

Siz insanları anlamıyorum. - I don't see your point.

Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız? - Hello, are you Mr Ogawa?

you
sen

Artık seni sevmiyorum. - I don't love you anymore.

Artık seni sevmiyorum. - I don't like you anymore.

you
{z} 1. sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
you
genellemelerde kullanılır
you
sana

Bu kitabı sana vereceğim. - I will give you this book.

Bu kravat sana çok iyi uyuyor. - That tie suits you very well.

you
sizi

Sizin hangi tür şarabınız var? - What kind of wine do you have?

Sizinle yaşamayı seviyorum. - I love living with you.

stick it up your ass
kıçına şok
stick it up your ass
başına çal
stick it up your ass!
(Argo) hayrını görme!
stick it up your ass!
(Argo) münasip bir tarafına sok!
stick it up your ass!
(Argo) al da başına çal!
you
seni

İstasyona giderken ben seni geçtim. - I can beat you to the station.

Artık seni sevmiyorum. - I no longer love you.

you
size

Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum. - I will be glad to help you.

Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez. - You are not allowed to violate the rules.

you
sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
الإنجليزية - الإنجليزية
you

Why is your ass always so late?.

her ass
she

Her ass is always late.

his ass
he

His ass is always late.

my ass
Indicates disapproval, disagreement, or disbelief, often with a tone of disregard, disdain, or disgust

You're his brother, my ass! You look nothing alike.

my ass
I, myself; oneself in the third person

Now I gotta drag my ass to work.

my ass
An expression used i n times when you find that whatever someone is saying is complete bullshit
your ass
المفضلات