young person

listen to the pronunciation of young person
الإنجليزية - التركية
genç

Genç bir kişi seni görmek istiyor. - A young person wants to see you.

O seçkin genç bir kişiye rastladı. - He came across an outstanding young person.

gepegenç
young person's act
(Kanun) çocuk hukuku
young man
delikanlı
young man
jön
young man
dadaş
young man
yiğit
young boy
delikanlı
young boy
genç delikanlı
Young man
(isim) Genco
young man
genç

Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor. - A young man is singing before the door.

Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür. - That young man is very keen on cycling.

الإنجليزية - الإنجليزية
a young person (especially a young man or boy)
young gentleman
nice young man, polite young man
young kid
{i} kidling
young man
boy, male teenager
young person

    الواصلة

    young per·son

    التركية النطق

    yʌng pırsın

    النطق

    /ˈyəɴɢ ˈpərsən/ /ˈjʌŋ ˈpɜrsən/

    فيديوهات

    ... can make a difference in terms ensuring that every young person in America, regardless ...
المفضلات