Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı.
- The puppy looked at her with very sad eyes.
Tom Mary'ye bir yavru köpek satın aldı.
- Tom bought Mary a puppy.
Sami'nin köpeği bir sürü yavru doğurdu.
- Sami's dog gave birth to a litter of pups.
Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
- And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
Bizim annemiz bize bir köpek yavrusu satın aldı.
- Our mother bought us a puppy.