She was weary with age.
- O, yaştan dolayı yorgun düşmüştü.
Tom sounded exhausted.
- Tom çok yorgun görünüyordu.
I often feel extremely exhausted.
- Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.
Though I am tired, I will work hard.
- Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
As a result of always being hungry and fatigued, that dog finally died.
- Her zaman aç ve yorgun olmanın sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.
Tom looked pale and fatigued.
- Tom solgun ve yorgun görünüyordu.
Tom is kind of tired. He wants to go home.
- Tom yorgun gibi, eve gitmek istiyor.
I am tired and I want to go home.
- Yorgunum ve eve gitmek istiyorum.
I found him worn out, old, and tired.
- Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.
He was worn out when he got home.
- O, eve vardığında yorgundu.
Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon.
- Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.
I often feel extremely exhausted.
- Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.
Tom is done for today.
- Tom bugün için yorgun.
Tom seemed to be done.
- Tom çok yorgun görünüyordu.
I'm dead tired, I can't take one more step!
- Ben yorgunluktan ölüyorum, bir adım daha atamam!
He came home dead tired.
- O yorgun argın eve geldi.
Tom looked hot and tired, so I offered him a cold drink and told him to sit down and rest.
- Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.
Tom was really tired. He turned off the light at nine and was fast asleep within minutes.
- Tom gerçekten yorgundu. O saat dokuzda ışığı kapadı ve birkaç dakika içinde hızla uykuya daldı.
He was worn out when he got home.
- O, eve vardığında yorgundu.
I found him worn out, old, and tired.
- Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.