yorgunca

listen to the pronunciation of yorgunca
التركية - الإنجليزية
tiredly
wearily, in an exhausted manner
in a weary manner; "he walked around tiredly"
in a weary manner; "he walked around tiredly
In a tired manner
yorgun
weary

She was weary with age. - O, yaştan dolayı yorgun düşmüştü.

yorgun
exhausted

I often feel extremely exhausted. - Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.

Tom acts like he's exhausted. - Tom çok yorgun gibi davranıyor.

yorgun
tired

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

I'm really tired; I think I'll go to bed. - Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.

yorgun
forworn
yorgun
fatigued

As a result of always being hungry and fatigued, that dog finally died. - Her zaman aç ve yorgun olmanın sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.

Tom looked pale and fatigued. - Tom solgun ve yorgun görünüyordu.

yorgun
{s} wan

I am tired and I want to go to bed. - Yorgunum, ve yatmak istiyorum.

Tom's muscles were tired and he wanted to get home and soak in a hot bath for a while. - Tom'un kasları çok yorgundu ve eve gitmek ve banyoda bir süre dinlenmek istedi.

yorgun
worn

I found him worn out, old, and tired. - Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.

He was worn out when he got home. - O, eve vardığında yorgundu.

yorgun
run-down
yorgun
(Konuşma Dili) clapped out
yorgun
weariful
yorgun
aweary
yorgun
exhaust

I often feel extremely exhausted. - Çoğunlukla oldukça yorgun hissederim.

Tom sounded exhausted. - Tom çok yorgun görünüyordu.

yorgun
done

Tom is done for today. - Tom bugün için yorgun.

I knew you were done. - Çok yorgun olduğunu biliyordum.

yorgun
(deyim) dead beat
yorgun
(deyim) fed up
yorgun
washed-out
yorgun
listless
yorgun
languorous
yorgun
run down
yorgun
dead tired

He came home dead tired. - O yorgun argın eve geldi.

Tom came home dead tired. - Tom eve çok yorgun geldi.

yorgun
shot
yorgun
strained
yorgun
all in
yorgun
harassed
yorgun
wearier
yorgun
stale
yorgun
washed out
yorgun
tuckered out
yorgun
drawn
yorgun
whacked
yorgun
jaded
yorgun
off

Tom was really tired. He turned off the light at nine and was fast asleep within minutes. - Tom gerçekten yorgundu. O saat dokuzda ışığı kapadı ve birkaç dakika içinde hızla uykuya daldı.

Tom looked hot and tired, so I offered him a cold drink and told him to sit down and rest. - Tom hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.

yorgun
bushed
yorgun
all out
yorgun
toilworn
yorgun
tired, weary, beat, all in, jaded
yorgun
spent
yorgun
used up
yorgun
pooped out
yorgun
effete
yorgun
worn out

He was worn out when he got home. - O, eve vardığında yorgundu.

I found him worn out, old, and tired. - Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.

yorgun
worn to a frazzle
yorgun
rundown
yorgun
{s} pooped
yorgun
forspent
التركية - التركية

تعريف yorgunca في التركية التركية القاموس.

Yorgun
(Osmanlı Dönemi) HATİL
yorgun
Çalışma veya değişik sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan: "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş."- B. S. Erdoğan
yorgun
Çalışma veya değişik sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
yorgunca
المفضلات