yok eden

listen to the pronunciation of yok eden
التركية - الإنجليزية
(Askeri) destructor
eradicator
bitkileri yok eden madde
herbicide
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç
nepenthe
yok et
exterminate

There's a huge spider in the room! Quick, exterminate it! - Odada kocaman bir örümcek var! Çabuk onu yok et!

We must exterminate them. - Onları yok etmeliyiz.

yok et
annihilate
yok et
obliterate

The shock wave came and obliterated everything and everyone. - Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.

Overnight the rabbits had obliterated Tom's garden. - Gece boyunca tavşanlar Tom'un bahçesini yok etmişti.

yok et
destroy

He believed they had destroyed it. - Onu yok ettiklerine inanıyordu.

He wanted to destroy it. - O onu yok etmek istedi.

yok et
demolish
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç
legendary drug that caused one to forget his troubles or sorrow
bakterileri yok eden küçücük cisimler
bacteriophage
kelimenin anlamını yok eden kimse
verbicide
التركية - التركية
giderici
yok eden
المفضلات