yok eden

listen to the pronunciation of yok eden
التركية - الإنجليزية
(Askeri) destructor
eradicator
bitkileri yok eden madde
herbicide
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç
nepenthe
yok et
exterminate

Their job is to exterminate rats and mice. - Onların işleri fareler ve sıçanları yok etmektir.

We must exterminate them. - Onları yok etmeliyiz.

yok et
annihilate
yok et
obliterate

Overnight the rabbits had obliterated Tom's garden. - Gece boyunca tavşanlar Tom'un bahçesini yok etmişti.

The shock wave came and obliterated everything and everyone. - Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.

yok et
destroy

He believed they had destroyed it. - Onu yok ettiklerine inanıyordu.

The soldiers' mission was to destroy the bridge. - Askerlerin görevi köprüyü yok etmekti.

yok et
demolish
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç
legendary drug that caused one to forget his troubles or sorrow
bakterileri yok eden küçücük cisimler
bacteriophage
kelimenin anlamını yok eden kimse
verbicide
التركية - التركية
giderici
yok eden
المفضلات