I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.
- Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.
There is yogurt in the fridge.
- Buzdolabında yoğurt var.
There's something wrong with this yoghurt.
- Bu yoğurtta bir sorun var.
Iranians used to eat main meal with yoghurt.
- İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi.