yine de

listen to the pronunciation of yine de
التركية - الإنجليزية
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

It is nevertheless a good sentence. - O yine de iyi bir cümle.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

still

Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together. - Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.

Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course. - Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.

however

It was raining. However, they still went on their school trip. - Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.

I can't, however, agree with your opinion. - Yine de, fikrine katılamıyorum.

nonetheless

You may not believe it, but it is nonetheless true. - Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless. - Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

yet

The sun was shining, yet it was cold. - Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.

You will yet regret it. - Yine de ona pişman olacaksın.

after all

Peter didn't come after all. - Peter yine de gelmedi.

I tried many things but failed after all. - Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

You can probably guess what happens though. - Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

Though he was poor, he was nonetheless happy. - Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

yet already
just the same
natheless
anyhow

That has been my experience anyhow. - O yine de benim tecrübemdi,

He never did his work anyhow. - Yine de o işini asla yapmadı.

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

He is rude, but I love him all the same. - O kaba fakat yine de onu severim.

I asked him not to go, but he left all the same. - Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.

anyway

Tom didn't feel well, but he went to work anyway. - Tom iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.

Let's hope for the best anyway. - Hayırlısı diyelim yine de.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

but then
despite
yine de
المفضلات