yine de

listen to the pronunciation of yine de
التركية - الإنجليزية
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

It is nevertheless a good sentence. - O yine de iyi bir cümle.

Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer. - Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.

still

I doubt that Tom would help, but you should still ask him. - Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.

Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course. - Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.

however

All dogs are animals. However, that doesn't mean that all animals are dogs. - Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.

It was raining. However, they still went on their school trip. - Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.

nonetheless

There are seven billion people in the world, and yet I am nonetheless alone. - Dünyada 7 milyar insan var, ve ben hâlâ yine de yalnızım.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless. - Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

yet

You will yet regret it. - Yine de ona pişman olacaksın.

Your composition is the best yet. - Kompozisyonun yine de en iyisi.

after all

Peter didn't come after all. - Peter yine de gelmedi.

I tried many things but failed after all. - Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

Thanks for the offer, though. - Öneri için teşekkürler yine de.

You can probably guess what happens though. - Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

yet already
just the same
natheless
anyhow

That has been my experience anyhow. - O yine de benim tecrübemdi,

It might rain, but I'm going anyhow. - Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same. - Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.

Thank you all the same. - Yine de teşekkür ederim.

anyway

She wanted to go out anyway. - Yine de dışarı çıkmak istedi.

Let's hope for the best anyway. - Hayırlısı diyelim yine de.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

but then
despite
yine de
المفضلات