Nevertheless, I'm extremely proud.
- Yine de ben son derece gurur duyuyorum.
It is nevertheless a good sentence.
- O yine de iyi bir cümle.
Shit, once again I missed the train!
- Kahretsin, yine treni kaçırdım.
Tom is back to normal.
- Tom yine normale döndü.
I need this back by tomorrow.
- Yarına kadar buna yine ihtiyacım var.
Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
- Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
He's over 30 but still financially dependent on his parents.
- O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
Tom and Mary decided to meet there again the following week.
- Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
It's crowded again today.
- Bugün yine kalabalık.
Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
- Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
Rick and Carol broke up two months ago, but he's still carrying a torch for her.
- Rick ve Carol, iki ay önce ayrıldılar ama yine de o onu karşılıksız seviyor.
Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.
- Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.
Nevertheless, I want to go there.
- Yine de oraya gitmek istiyorum.
It is nevertheless a good sentence.
- O yine de iyi bir cümle.
I can't, however, agree with your opinion.
- Yine de, fikrine katılamıyorum.
However, I ask you not to make the same mistakes that I did.
- Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.
People in general are against the new law.
- İnsanlar genellikle yeni yasaya karşı.
The two generals met again the next day.
- İki general ertesi gün tekrar buluştular.
You may not believe it, but it is nonetheless true.
- Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.
Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.
- Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
The sun was shining, yet it was cold.
- Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.
We have yet to learn the truth.
- Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.
She came even though the weather was bad.
- O, kötü havaya rağmen yine de geldi.
Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
It might rain, but I'm going anyhow.
- Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.
He never did his work anyhow.
- Yine de o işini asla yapmadı.
I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.
- Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.
He's not doing a very good job. All the same, you've got to admit that he's doing his best.
- O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin.
At any rate, I can go out when it stops raining.
- Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
- Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
Peter didn't come after all.
- Peter yine de gelmedi.
Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece.
- Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Tom isn't up yet. He usually stays in bed until 7:30.
- Tom henüz kalkmadı. O genellikle 7.30'a kadar yatakta kalır.
Gilbert is late yet again.
- Gilbert gene geç kaldı.
My wife has faults. None the less, I love her.
- Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
Let's hope for the best anyway.
- Hayırlısı diyelim yine de.
We objected, but she went out anyway.
- Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.
- There seems to be some genetic problem with this animal.
Kistik fibrozis, kalıtsal bir hastalıktır.
- Cystic fibrosis is a genetic disease.
Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
- Generally speaking, the climate in England is mild.
Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
- Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.