Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer.
- Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.
Nevertheless, I'm extremely proud.
- Yine de ben son derece gurur duyuyorum.
Shit, once again I missed the train!
- Kahretsin, yine treni kaçırdım.
Tom is back at the house, catching up on his sleep.
- Tom yine evde, uykusunu tamamlıyor.
I need this back by tomorrow.
- Yarına kadar buna yine ihtiyacım var.
Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
- Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
Sami was repeating that over and over.
- Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
He ate three and said he could eat as many again.
- O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
Hanako has forgotten her umbrella again.
- Hanako yine şemsiyesini unuttu.
Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
- Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
Nevertheless, I want to go there.
- Yine de oraya gitmek istiyorum.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
I can't, however, agree with your opinion.
- Yine de, fikrine katılamıyorum.
It was raining. However, they still went on their school trip.
- Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
It looks like Mary is drunk again.
- Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
The two generals met again the next day.
- İki general ertesi gün tekrar buluştular.
You may not believe it, but it is nonetheless true.
- Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.
Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.
- Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
You will yet regret it.
- Yine de ona pişman olacaksın.
Your composition is the best yet.
- Kompozisyonun yine de en iyisi.
Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
She came even though the weather was bad.
- O, kötü havaya rağmen yine de geldi.
He never did his work anyhow.
- Yine de o işini asla yapmadı.
That has been my experience anyhow.
- O yine de benim tecrübemdi,
I asked him not to go, but he left all the same.
- Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.
I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.
- Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.
At any rate, I can go out when it stops raining.
- Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Jane didn't buy it after all.
- Jane yine de onu almadı.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece.
- Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.
Gilbert is late yet again.
- Gilbert gene geç kaldı.
Tom isn't up yet. He usually stays in bed until 7:30.
- Tom henüz kalkmadı. O genellikle 7.30'a kadar yatakta kalır.
My wife has faults. None the less, I love her.
- Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
We objected, but she went out anyway.
- Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
She wanted to go out anyway.
- Yine de dışarı çıkmak istedi.
Kistik fibrozis, kalıtsal bir hastalıktır.
- Cystic fibrosis is a genetic disease.
Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.
- There seems to be some genetic problem with this animal.
Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
- Generally speaking, the climate in England is mild.
Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
- Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.