She brought up the three children alone.
- O, üç çocuğu tek başına yetiştirdi.
She was well brought up by her parents.
- O, anne ve babası tarafından iyi yetiştirildi.
I want to bring up my son as my father did me.
- Babamın beni yetiştirdiği gibi oğlumu yetiştirmek istiyorum.
What does it matter how they bring up their own children?
- Kendi çocuklarını nasıl yetiştirdiklerinin ne önemi var?
A lot of sugar cane is grown in Cuba.
- Küba'da çok şeker kamışı yetiştirilir.
Tea is widely grown in India.
- Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
If you hurry, you will soon overtake her.
- Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.
If you hurry, you will overtake him.
- Acele edersen ona yetişirsin.
You walk on and I will catch up with you later.
- Sen ilerle ve ben sana daha sonra yetişirim.
I quickened my steps to catch up with her.
- Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.