yetişilmez

listen to the pronunciation of yetişilmez
التركية - الإنجليزية
out of reach
inaccessibly located or situated; "an unapproachable chalet high in the mountains"; "an unreachable canyon"; "the unreachable stars"
beyond one's grasp, impossible to reach, difficult to reach
yetiş
got on for
yetiş
get on for
yetiş
{f} overtaken
yetiş
overtook
yetiş
overtake

If you hurry, you will overtake him. - Acele edersen ona yetişirsin.

If you hurry, you will soon overtake her. - Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

yetiş
catch up

He'll soon catch up with Tom. - O yakında Tom'a yetişecek.

I quickened my steps to catch up with her. - Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.

yetiş
grown at
yetişilmez
المفضلات