This story is short enough to read in one lesson.
- Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
There wasn't enough time to do everything that needed to be done.
- Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zaman yoktu.
I don't have enough time to do everything that needs to be done.
- Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yok.
Haven't we had enough of that nonsense already?
- Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?
Tom didn't thank Mary sufficiently.
- Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
A country without enough labour force cannot be self sufficient.
- Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yeterli olamaz.