yerleşimli

listen to the pronunciation of yerleşimli
التركية - الإنجليزية
located
situated in a particular spot or position; "valuable centrally located urban land"; "strategically placed artillery"; "a house set on a hilltop"; "nicely situated on a quiet riverbank
{s} situated; placed; identified; found; existing, standing
If something is located in a particular place, it is present or has been built there. A boutique and beauty salon are conveniently located within the grounds. = situated
yerleşim
settlement

Sami began a 600 hundred miles journey to the nearest settlement. - Sami en yakın yerleşim yerine 600 yüz millik bir yolculuğa başladı.

Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash. - Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.

yerleşim
housing
yerleşim
(Bilgisayar) place at
yerleşim
habitat
yerleşim
allocation
yerleşim
settling
yerleşim
(Bilgisayar) alignment
yerleşim
location
yerleşim
placement
yerleşim
settlement, settling, inhabitting; housing
yerleşim
residential

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

This is residential property. - Burası yerleşim bölgesidir.

yerleşim
settlement, settling (of people in a place)
التركية - التركية

تعريف yerleşimli في التركية التركية القاموس.

yerleşim
Yerleşme, iskân: "Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir."- Anayasa
Yerleşim
iskan
yerleşim
Yerleşme, iskân
yerleşimli
المفضلات