The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
Settlers were forced off their land.
- Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
Tom wasn't completely happy with the settlement.
- Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi.
Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
- Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
The settlers did not always honor the treaties.
- Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
The settlers embraced the Christian religion.
- Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
I would prefer to live in a residential area, not downtown.
- Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.
Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood.
- Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.