yeraltı

listen to the pronunciation of yeraltı
التركية - الإنجليزية
subterranean
{i} underground

They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack. - Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.

They live underground. - Yeraltında yaşıyorlar.

underground, subterranean; subsurface
undersoil
subterranean, underground; subsurface
clandestine, underground: yeraltı direniş hareketi underground resistance movement
area beneath the surface of the ground, underground
subterraneous
basement
cellar
yeraltı dreni
buried drain
yeraltı dünyası
the underworld
yeraltı dünyası
underworld

Tom has many underworld connections. - Tom'un birçok yeraltı dünyası bağlantısı var.

yeraltı dünyası
gangland
yeraltı dünyası
underground

He was active in the underground. - O, yeraltı dünyasında aktifti.

yeraltı füze rampası
silo
yeraltı fırını
soaking pit furnace
yeraltı geçidi
underground passage, underpass, subway
yeraltı geçidi
underground
yeraltı geçidi
heading
yeraltı geçidi
underpass
yeraltı geçidi
1. underground passageway, subway (especially one for pedestrians). 2. mining gallery
yeraltı kaynakları endüstrisi
extractive industry
yeraltı kemerleri
undercroft
yeraltı madenciliği
underground mining
yeraltı mezarlığı
catacomb

We discovered a secret passageway leading to the catacombs. - Yeraltı mezarlığına giden gizli bir geçit keşfettik.

yeraltı otoparkı
underground car park
yeraltı su düzeyi
groundwater level
yeraltı su tablası
groundwater table
yeraltı suyu
underground water
yeraltı suyu
ground water
yeraltı suyu
groundwater, subterranean water, subsurface water, underground water
yeraltı suyu düzeyi
water table, water level, groundwater level
yeraltı suyu verimi
(Hukuk) ground water yield
yeraltı sığınağı
dugout, bunker
yeraltı sığınağı
dugout
yeraltı ve yerüstü suları haritası çıkarma
hydrography
yeraltı ölçümü
underground survey
çubukla yeraltı suyu arayan kimse
dowser
ambar (yeraltı)
clamp
ambar yeraltı
clamp
kuyu (yeraltı suyu)
(Coğrafya) well
yeralt
underground

He likes to explore underground caves. - Yeraltı mağaralarını araştırmayı sever.

They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack. - Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.

yeralt
subterranean
zengin yeraltı kaynakları
rich underground resources
çubukla yeraltı suyu aramak
dowse
التركية - التركية
Gizli ve zararlı (çalışma)
(Hukuk) TAHTELARZ
yeraltı siperi
Kazamat
Yeraltı Radarı
Yeraltı Radarı, toprakaltı radarı ya da genel adıyla GPR (Ground Penetrating Radar), yeraltının sığ tabakalarının (ilk 0-40 metre) araştırılmasında kullanılan jeofizik bilimi tabanlı bir ölçüm cihazıdır
yeraltı
المفضلات