If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
- Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
He put live bait on a hook.
- O, oltaya canlı yem taktı.
The elephant's meal is enough to feed thousands of ants.
- Filin yemeği binlerce karınca doyurmaya yeter.
I feed my dog just before I eat dinner.
- Akşam yemeğini yemeden hemen önce köpeğimi beslerim.
After dinner, we all went into the drawing room.
- Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
The food's not ready yet.
- Yemek henüz hazır değil.
Do you like Japanese food?
- Japon yemeklerini sever misin?