yeğen

listen to the pronunciation of yeğen
التركية - الإنجليزية
nephew

My nephew is allergic to eggs. - Yeğenimin yumurtalara alerjisi var.

Since my nephew was still young, he was let off the hook. - Yeğenim hâlâ genç olduğu için cezadan kurtuldu.

niece

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

My niece is attractive and mature for her age. - Kız yeğenim yaşına göre çekici ve olgundur.

nephew; niece
neice
yeğen kızı
grandniece
yeğen oğlu
grandnephew
erkek yeğen
nephew

I have a nephew. He's a bartender. - Bir erkek yeğenim var. O bir barmen.

My nephew is getting married tomorrow. - Erkek yeğenim yarın evleniyor.

التركية - التركية
(Hukuk) Kardeş çocuğunun diğer kardeşe olan akrabılık durumu
Birine göre kardeşinin çocuğu
Birine göre amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü
Birine göre amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu: "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur."- T. Buğra