yavaşlatıcı

listen to the pronunciation of yavaşlatıcı
التركية - الإنجليزية
retarding, slowing down; inhibitor
slowing down
inhibitor
yavaşlatıcı elektrot
decelerating electrode
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

When you are driving, you should slow down on corners. - Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.

yavaşla
{f} slowed

Tom slowed down and pulled over to the side of the road. - Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.

Tom slowed down at the stop sign, but didn't stop. - Tom dur işaretinde yavaşladı, ancak durmadı.

yavaşla
slow up
devirme yavaşlatıcı
tipping inhibitor
palet dişlisi yavaşlatıcı
crawl gear inhibitor
yavaşlatıcı
المفضلات