Tom spoke quietly into the microphone.
- Tom mikrofona yavaşça konuştu.
Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
- Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
He went up the steps slowly.
- O, basamakları yavaşça tırmandı.
Mary spoke Japanese slowly.
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.