Mary spoke Japanese slowly.
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
Could you please speak a little bit more slowly?
- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
Tom spoke quietly into the microphone.
- Tom mikrofona yavaşça konuştu.
Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
- Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.
Tom shut the door gently but firmly.
- Tom kapıyı yavaşça ama sıkı bir biçimde kapattı.
That night, I gently stroked her skin.
- O gece yavaşça onun tenini okşadım.
The patient moved his lips slightly.
- Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.