yasallaştırma

listen to the pronunciation of yasallaştırma
التركية - الإنجليزية
legalization
legitimacy
yasal
legal

Tom says he will do it whether it's legal or not. - Tom, yasal ya da değil onu yapacağını söylüyor.

A legal kiss will never equal a stolen one. - Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.

yasal
legitimate

They have legitimate gripes. - Onların yasal sıkıntıları var.

yasallaştırmak
enact
yasal
{s} juristic
yasallaştırmak
legalize
yasallaştırmak
{f} legitimize
yasal
(Politika, Siyaset) innocence
yasal
constitutional
yasal
valid

I think my complaint is valid. - Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.

yasal
dejure
yasal
licit
yasal
juridical
yasal
lawful

He is the lawful owner of the company. - Şirketin yasal sahibidir.

yasal
{s} clean
yasal
statutory
yasal
rightful

I only want what is rightfully mine. - Ben sadece yasal olarak benim olanı istiyorum.

yasal
legit

That seems legit to me. - O bana yasal görünüyor.

They have legitimate gripes. - Onların yasal sıkıntıları var.

yasal
legal, of or relating to law
yasal
legal, lawful, legitimate, rightful kanuni, legal
yasal
de jure

Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government. - Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.

yasal
solemn
yasal
legal, lawful, legitimate, licit
yasal
sound

This sounds totally legit. - Bu tamamen yasal geliyor.

yasal
competent
yasal
juristical
yasal
(mirasçı) right
yasal
technic

It's technically legal. - O, teknik olarak yasaldır.

yasal
technical

It's technically legal. - O, teknik olarak yasaldır.

yasal
{f} outlaw
yasal
jural
yasallaştırmak
legislate
yasallaştırmak
to legalize, make (something) legal
yasallaştırmak
make legal
yasallaştırmak
validate
yasallaştırmak
to legalize
yasallaştırmak
{f} legitimate
التركية - التركية

تعريف yasallaştırma في التركية التركية القاموس.

yasal
Yasalara uygun, kanuni, legal
yasallaştırma
المفضلات