yasallaştır

listen to the pronunciation of yasallaştır
التركية - الإنجليزية
legalize
legitimize
yasal
legal

The lawyer recommended his client to take legal action. - Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.

She decided to take legal advice. - O yasal danışmanlık almaya karar verdi.

yasal
legitimate

They have legitimate gripes. - Onların yasal sıkıntıları var.

yasal
{s} juristic
yasal
(Politika, Siyaset) innocence
yasal
constitutional
yasal
valid

I think my complaint is valid. - Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.

yasal
dejure
yasal
licit
yasal
juridical
yasal
lawful

He is the lawful owner of the company. - Şirketin yasal sahibidir.

yasal
{s} clean
yasal
statutory
yasal
rightful

I only want what is rightfully mine. - Ben sadece yasal olarak benim olanı istiyorum.

yasal
legit

That seems legit to me. - O bana yasal görünüyor.

They have legitimate gripes. - Onların yasal sıkıntıları var.

yasal
legal, of or relating to law
yasal
legal, lawful, legitimate, rightful kanuni, legal
yasal
de jure

Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government. - Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.

yasal
solemn
yasal
legal, lawful, legitimate, licit
yasal
sound

This sounds totally legit. - Bu tamamen yasal geliyor.

yasal
competent
yasal
juristical
yasal
(mirasçı) right
yasal
technic

It's technically legal. - O, teknik olarak yasaldır.

yasal
technical

It's technically legal. - O, teknik olarak yasaldır.

yasal
{f} outlaw
yasal
jural
التركية - التركية

تعريف yasallaştır في التركية التركية القاموس.

yasal
Yasalara uygun, kanuni, legal
yasallaştır
المفضلات